Neden bir editörle çalışmalıyız?
Her metin, türüne göre bir değerlendirmeye tabi tutulur. Ancak bir genelleme yapmamız gerekirse, bütün türler için ortak olan bir takım kıstaslar vardır. Mesela içerik metnin türüne uygun mu, metnin yapısı içeriğe uygun olarak şekillendirilmiş mi, metin ait olduğu türün gerekliliklerini yerine getiriyor mu, piyasanın talebini karşılıyor mu, metnin içeriğinde verilen bilgiler doğru mu, metin okura gerektiği kadar bilgi sunuyor mu, gibi. Metnin sıkıcı bir anlatımı olmamasına, okuru ikna eden (inandırıcı olan) mantıklı bir anlatım ve olaylar silsilesi oluşturulduğuna, çatışmalara, dilin akıcılığına özellikle dikkat edilir. Bunun dışında bir diğer önemli konu da noktalama işaretlerinin kullanımıdır.
Bir editör metninizi ilk ele aldığında, gözüne çarpan ilk şey noktalama işaretlerinin hatalı kullanımı, yazım hataları ve dil bilgisi yanlışları olur. Bunları özellikle aramasına gerek kalmaz, metni okurken zaten karşısına çıkar. Dolayısıyla, bir yayınevinin dosya başvurunuzu reddetmesinin birinci sebebi, metninizde bu tür hataların fazlaca bulunmasıdır. Yayıncılık dünyasında, yazarlık iddiasında bulunan bir kişide bulunması gereken en önemli becerinin ana dilini ustalıkla kullanma ve kelimelerle oynayabilme olduğu kabul edilir. Bunu bilmek ve bu konuda eksikleri olduğunu düşünüyorsa yayınevlerine dosya başvurusunda bulunmadan önce kendini geliştirerek metnini düzeltmek, bir yazar adayı için en başından önemli bir sorunu çözmek demektir. Elinizde yayıncılık dünyasına bir bomba gibi düşecek, kitleleri peşinden sürükleyecek potansiyele sahip bir eser yoksa, bu konuda hiçbir yayınevi taviz vermeyecektir.
Editörler, ellerine ulaşan dosyaları yazıldığı türe göre değerlendirirler. Her türün kendine has değerlendirilme kıstasları vardır. Bazı kitaplarda hikâye ön plana çıkarken, bazılarında içerikte verilen bilgiler ön plana çıkar. Bazılarının sanatsal özelliği bulunurken, bazıları psikolojik derinliğe sahiptir. O yüzden, kitap türlerini iki ana başlık altında toplayarak değerlendirme kriterlerine değinmek daha yerinde olacaktır:
Bir editör kurgu metinlere ilk etapta şu soruları yöneltir: Güçlü bir ana teması var mı? Seçilen isim metnin içeriğini doğru bir şekilde yansıtıyor mu ve etkileyici mi? Karakterler üzerinde yeterince detaylı çalışılmış mı ve karakter hakkında verilen bilgiler metin boyunca tutarlılık gösteriyor mu? Metnin dili akıcı mı? Cümleler birbirleriyle bağlantılı olacak şekilde hikâyeyi ileri taşıyor mu? Diyaloglar anlatımın akıcılığına katkıda bulunacak şekilde hikâyeyi ilerletiyor mu? Anlatıcı konusunda verilen karar ve uygulanışı metne uygun mu? Anlatımın temposu doğru yerlerde yükseliyor mu? Olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi bulunuyor mu? Hikâye inandırıcı mı? Kurguda mantık hataları ve boşluklar var mı? Yazımda edebi teknikler uygulanmış mı? Yazarın bir üslubu var mı? Metinde dil bütünlüğü bulunuyor mu? Klişelere yer verilmiş mi ve betimlemede tekrara gidilmiş mi? Metin, hedef kitleyi etkileyebilecek niteliklere sahip mi? Hikâye özgün mü? Tasvirler olması gerektiği gibi mi? Olay örgüsü ve çatışma (veya çatışmalar) doğru şekilde oluşturulmuş mu? Bölümlendirme doğru yapılmış mı?
Bir editör kurgu dışı metinlerde ise ilk etapta şu sorulara cevap arar: Ele alınan konu yeterince güçlü mü? Seçilen isim konuyu tam olarak yansıtıyor mu ve etkileyici mi? Piyasadaki benzerlerinden farkı nedir ve hangi yönleriyle öne çıkmaktadır? İçindekiler kısmı metindeki ana başlıkları ve alt başlıkları doğru sırayla ve eksiksiz olarak kapsıyor mu? Ele alınan konu hakkında verilen bilgiler doğru mu? Bu bilgiler sağlam kaynaklara dayandırılmış mı? Kaynaklar metnin sonundaki kaynaklar (kaynakça) kısmında doğru formatta listelenmiş mi? Metnin içeriğindeki ana başlıklar ve alt başlıklar doğru sıralamayla ve planlamayla yapılmış mı ve içerdikleri bilgilerin metin uzunlukları birbirleriyle aşağı yukarı denk mi? Konudan sapan bilgilere ve metinlere yer verilmiş mi? Anlatımda ve bilgi içeriklerinde tekrara gidilmiş mi? Kaynak gösterilmemiş bilgiler var mı? Yazar tezlerine kanıtlar sunmuş mu? İhtiyaç duyulan yerlerde açıklayıcı tablolara, resimlere, çizimlere yer verilmiş mi? Metin, okurun ilgisini konuya çekebiliyor mu? İşlenen konu ve verilen bilgiler okur açısından uygulanabilir mi? Okurun hayatını değiştirebilecek yöntemler sunuyor mu? Metin özgün mü? Kelime tekrarları, cümle tekrarları, anlatım tekrarları yapılmış mı?
Bir editörün üzerinde çalıştığı metinle ilgili tespitlerde bulunabilmesi için sorduğu sorular elbette bunlarla sınırlı değildir. Okuma derinleştikçe, değerlendirme de derinleşir. Tespit edilen sorunları gidermek için yazarla birlikte metin üzerinde çalışılabilir. Yazar böyle bir çalışma talep etmezse, kendisine metniyle ilgili bir rapor sunulur. Bu rapor bile tek başına yazara veya yazar adayına yayınevleri tarafından kabul edilmenin kapısını aralar. İyi bir yayıneviyle sözleşme imzalama olasılığı artar. Sonuçta yayınevleri de (tabii ekonomik kriz, mali sıkıntı gibi başkaca sebepler yoksa) satış performansı yüksek olan veya piyasaya yeni bir soluk getireceğine inandıkları bir kitabı reddetmek istemezler.
Bir editörle çalışmak, yazarlara ve yazar adaylarına daha sistemli ve daha planlı yazmayı öğretir. Her günkü yazma deneyimlerine yeni bir bakış açısı kazandırır. Artık içlerinden geldiği gibi değil, belli bir metodolojiyle yazmanın hayati önem taşıdığının bilincinde olurlar.
Editör, çok detaylı bir okuma yapar. Her cümlenin, her kelimenin üzerinde durur ve bazen aklındaki soruların cevaplarını tek bir okumada alamayabilir. Birçok kez okuma-değerlendirme yapması gerekebilir. Bu yüzden editörlük hizmetinin süresi kitap metninin uzunluğuna ve içeriğine göre değişmektedir.
Editörlük hizmeti almak için iletişime geçebilirsiniz: sibel@sibelatam.com.tr