Ursula K. Le Guin, Fantastik Kurgu Edebiyatının O Usta Kalemi Hayata Gözlerini Yumdu
Çok üzgünüm… Bu haberi bir gün almayı bekliyordum elbette. 88 yaşındaydı, sağlık sorunları vardı, bu dünyada geçireceği vaktin artık giderek daraldığı belliydi.
Onunla on üç yıl önce tesadüfen elime geçen Yerdeniz Büyücüsü kitabıyla tanışmıştım. Fantastik kurguya hiç ilgim yoktu, bu tür kitaplar okumaktan kaçınır, çok saçma ve gereksiz bulurdum. Ta ki o güne kadar…
Hani canımız çok sıkkın olduğunda rutinin dışına çıkmak, hiç düşünmediğiniz bir şeyi denemek, bir değişiklik yapmak isteriz ya, işte ben de canımın gerçekten çok sıkkın olduğu bir gün kuzenimin kütüphanesinde gözüme ilişen tozlu, sayfaları sararmış eski bir kitaba ilk kez elimi uzattım. Sanki ondan medet umar gibi. Kitap okuyacak havada da değildim üstelik. Kuzenime kitabın ne hakkında olduğunu sorduğumda, “Muhteşem bir fantastik kurgu, bayılacaksın,” dedi. O bu tür kitaplara tutkun olsa da benim tercihim gerçek yaşanmış öyküler ya da araştırma kitaplarıydı. Bu yüzden hafif bir alaycı gülümsemeyle, “Hiç sanmıyorum, bu yazarı da tanımıyorum ama galiba bir şans vereceğim,” deyip eve dönerken, kuzenim beni kapıdan çevirerek serinin diğer kitaplarını da elime tutuşturdu. “Kitaplar kalın değil nasıl olsa, çabuk okursun. Beğenirsen elinde serisi bulunsun. Beğenmezsen hepsini birden iade edersin,” dedi.
Eve döndüm, kendimi odama kapattım. Kimseyle konuşmak istemiyor, elimden gelse bütün dünyayı o kapının dışında bırakmak ve kendi iç dünyamda kaybolup gitmek, başka evrenlere yolculuğa çıkmak istiyordum. Yerdeniz Büyücüsü’nü elime alıp ilk sayfayı okumaya başladım… Sonrasındaki 4-5 saati hatırlamıyorum dersem, bilmem bana inanır mısınız. O yolculuğa çıkmış, başka bir evrende, Ged’in peşine takılmış gidiyordum. Hikâye öyle sade, öyle değişikti ki. Ama bir o kadar da gerçekçiydi… Sadeliğin gerçekçiliği. Bir kitabın hem bu kadar fantastik olup hem de insanı nasıl bu kadar içine çekebildiğine hayret etmiştim.
Evet, tahmin edeceğiniz gibi seriyi bir solukta okuyup bitirdim. Ve kendimi gerçekten iyi hissettim. Bu seyahat bana iyi gelmiş, kendi acı gerçeklerimden bir süreliğine de olsa koparmış ve ihtiyacım olan değişikliği yaşatmıştı. O günden sonra Ursula K. Le Guin’in hayranı ve bütün kitaplarının takipçisi oldum.
Şimdilerde ise anlatmaya karar verdiğim kendi hikâyelerim, kendi kurgularım var ve bu konuda Ursula K. Le Guin’i örnek alıyor, onun yazarlıkla ilgili tavsiyelerini okuyorum.
Artık benim için sadece hayranı olduğum ve bana fantastik kurguyu sevdiren yazar değil, aynı zamanda örnek aldığım insan ve değerli bir yol göstericiydi de.
Huzur içinde yat, sevgili Ursula K. Le Guin. Sen olmasan da ardında bıraktığın eserlerin yaşayacak ve nesiller boyunca milyonlara ışık tutmaya devam edecek.
Sevgiyle Kalın.
“Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı bir hayatta cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor…
Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecekler, çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler.”
Ursula K. Le Guin’in Eserleri:
Yerdeniz Dizisi
Batı Sahili Yıllıkları